ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN AYIPTAN DOĞAN SORUMLULUĞU

Eser sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 7. Bölümünde “Eser Sözleşmesi” başlığı altında 470. ila 486. maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Yüklenicinin iş sahibine karşı teslim ettiği eserin ayıplı olması durumunda yüklenici TBK m.474 vd. hükümleri uyarınca ayıba karşı tekeffül sorumluluğu altındadır. Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıba karşı tekeffül sorumluluğu satıcının sorumluluğuna benzer şekilde düzenlenmiştir. Yüklenicinin de ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun gündeme gelebilmesi için birtakım maddi ve şekli şartlar söz konusudur.

MADDİ ŞARTLAR

Eser iş sahibine ayıplı olarak teslim edilmiş olmalıdır

Satış sözleşmesinde olduğu gibi gizli ayıp, önemli - önemsiz ayıp kavramları karşımıza çıkmaktadır. Eğer somut olayda ayıp, eserin iş sahibi tarafından kabule zorlanamayacağı ölçüde bir ayıpsa o takdirde ayıp önemli bir ayıptır. İş sahibi bu çerçevede sözleşmeden dönebilir. Ancak önemsiz bir ayıptan bahsediyorsak o takdirde sözleşmeden dönme hakkı bu çerçevede gündeme gelmeyecektir, diğer haklarını kullanabilecektir.

Gizli ayıp ya yüklenici tarafından kasıtlı olarak yüklenmiş olabilir ya da niteliği gereği gizli olabilir. Eserin teslimi halinde olağan gözden geçirme ile anlaşılamayacak, belirli bir süre kullanım neticesinde ortaya çıkan ayıplar gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir

Ayıp iş sahibine yüklenemiyor olmalıdır.

Eğer ayıp iş sahibine yüklenebiliyorsa TBK m.476 uyarınca yüklenicinin ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna gidilemez.

Yüklenici bu durumda bildirim yükümü altındadır. İş sahibini uyarma ve aydınlatma yükümü altındadır. Yüklenici yükümünü yerine getirmişse sorumluluktan kurtulabilir.

Taraflar arasında yüklenicinin ayıp sorumluluğu sözleşme ile kaldırılmamış olmalıdır.

Sorumsuzluk anlaşması yapılmamış olmalıdır.

İş sahibi eseri ayıplı olarak kabul etmemiş olmalıdır

Eserin teslim edilmiş olması kabul edilmiş olduğu anlamına gelmez.

TBK 477/I hükmü, gözden geçirme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmemesini de kabul olarak değerlendirmektedir. Bu durumda iş sahibi eseri kabul etmiş sayılmakta ve yüklenici ayıp sebebiyle sorumlu tutulamamaktadır.

ŞEKLİ ŞARTLAR

İş sahibinin eseri gözden geçirme külfeti

Gözden geçirme hayatın olağan akışı içerisinde, fırsat bulunur bulunmaz yapılmak zorundadır. Bu bağlamda bir ev inşasına ilişkin eser sözleşmesi ile baraj inşasına ilişkin sözleşmede gözden geçirme süreleri birbirinden farklı olacaktır. Zira baraj inşa edildikten hemen sonra ayıplı olup olmadığını anlamak mümkün değildir. Barajın su tutması beklenecektir.

Bir başka örnek olarak, kış mevsiminde teslim edilen bir yelkenlinin ya da denize yakın olmayan bir yerde teslim edilen bir teknenin gözden geçirilebilmesi bakımından şartların kullanıma uygun hâle getirilmesi, yani yaz aylarının beklenmesi ya da denize indirilmesi sağlandıktan sonra olağan sürenin beklenmesi verilebilir.

TBK m.474’te düzenlenen gözden geçirme külfeti(yükümlülüğü) ancak açık ayıplar için söz konusudur. Zira eserde mevcut olan gizli veya gizlenmiş ayıplar gözden geçirme ile tespit edilemezler. Bunlar kullanım ile birlikte zamanla ortaya çıkacak olan ayıplardır

Ayıp mevcut ise yükleniciye bildirme külfeti

İş sahibi, ister gözden geçirme isterse de sonradan ortaya çıksın her türlü ayıbı bildirmek zorundadır. Bildirim külfeti yerine getirilmezse iş sahibi ayıptan doğan haklarını kaybeder. Gözden geçirme sırasında ortaya çıkan ayıplar, gözden geçirmeden sonra uygun bir süre içerisinde; sonradan ortaya çıkan gizli ya da gizlenmiş ayıplar ise gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Bildirim, herhangi bir geçerlilik şartına bağlı olmayıp açık yahut örtülü bir biçimde yapılabilir

Hakkın zamanaşımı içerisinde kullanılması

İş sahibi, ayıptan dolayı yükleniciyi sorumlu tuttuğuna ilişkin hakkını zamanaşımı süresi içinde kullanmalıdır. İş sahibi kendisine düşen diğer yükümlülükleri yerine getirmiş olsa dahi, hakkını zamanaşımı süresi içinde kullanmaz ise yüklenici ayıp sebebiyle sorumlu olmaz. Zamanaşımı süresi TBK m.478’de belirtilmektedir.

Taşınır yapılarda;Taşınmaz yapılarda;Yüklenicinin ağır kusuru halinde;
2 YIL5 YIL20 YIL
Süre teslimden itibaren işlemeye başlayacağı için ayıbın ne zaman öğrenildiği önem taşımamaktadır. Ayıbın öğrenildiği zaman gözden geçirme ve bildirim külfetleri yönünden büyük önem taşır.

AYIP SEBEBİYLE SORUMLULUKTAN DOĞAN HAKLAR

A) Genel Olarak

Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibi, sözleşmeden dönme, bedelden indirim isteme ve ücretsiz onarım haklarını kullanabilir. Bu husus TBK m.475’te düzenlenmektedir.

Yenilik doğuran hakların tümünde olduğu gibi, buradaki seçimlik hakların kullanılması da şarta bağlanamaz, kullanılan hak geri alınamaz, dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılamaz, hakkın kullanılması karşı tarafın onayına bağlı değildir ve nihayet bu haklar tek taraflı irade beyanının karşı tarafa varmasıyla kullanılmış olurlar. Ayıptan doğan hakların kullanımına ilişkin irade beyanı açık olabileceği gibi örtülü de olabilir.

Ayıbı Takip Eden Zarar Kavramı

İş sahibine tanınan seçimlik haklardan birinin kullanılmasıyla eserdeki ayıp telafi edilmiş olur. Eserdeki ayıptan hariç olarak, iş sahibinin başka zararları yani ayıbı takip eden zararlar söz konusuysa; böyle bir durumda iş sahibi, kendisine tanınan seçimlik haklardan birini kullanmasının yanında tazminat da talep edebilir.

Fakat iş sahibi seçimlik hakların yanında, ayıbı takip eden zararları için tazminat talep ediyorsa, yüklenicinin kusurunun varlığı gerekmektedir. Başka bir deyişle yüklenici, ayıbı takip eden zararlardan ancak kusurlu ise sorumlu olur.

Örnek verecek olur isek; ayıplı bir inşaatın tesliminin söz konusu olduğunu varsayalım. Bu yüzden iş sahibi kira kaybına uğramış ise burada ayıbı takip eden zarar söz konusudur. Buradaki tazminat bunu ifade etmektedir. TBK m.112 genel hükümlere atıf yapılmaktadır, kusur karinesi mevcuttur.

B) Seçimlik Haklar

Sözleşmeden Dönme Bedel İndirimi İstemeAyıbın Giderilmesini İsteme (ücretsiz onarım)
TBK m. 475/1 uyarınca ancak önemli bir ayıbın söz konusu olması halinde mümkün olabilir. Bu hakkın kullanılmasıyla sözleşme ilişkisi geçmişe şamil olarak ortadan kalkar. Kural olarak dönme hakkının kullanılabilmesi için dava açılmasına gerek yoktur.Bedelde indirim hakkının kullanılabilmesi için ayıbın, eserin değerini düşürmüş olması gerekmektedir. Ayıbın eserin değerini düşürüp düşürmediği piyasa değerine göre objektif olarak belirlenir; sözleşmede kararlaştırılan bedel belirleyici değildir. Bedelde indirim nispi hesap yöntemine göre yapılır.1- Ayıbın tamir yoluyla giderilmesinin mümkün olması.
2- Aşırı bir masraf gerektirmemesi.

Sözleşmeden Dönme

TBK’nin 475/1 hükmü uyarınca, eser iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı ise ya da dürüstlük kuralı uyarınca kendisinden eserin kabul edilmesi beklenemeyecek durumda ise, iş sahibi sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.

Zeminin sağlam olmadığı bir yerde, fore kazık temel şeklinde bir inşaat yapılacağı kararlaştırılmış iken, bunun yerine alelade bir inşaatın yapılmış olması durumunda iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunun kabulü mümkündür.

İş sahibi eserin sökülüp kaldırılması aşırı bir zarara sebep olacak ise bu durumda kendisine tanınan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Söz konusu husus TBK m.475/3’te düzenlenmiştir.

İş sahibi eseri kabul etmekte temerrüde düşmüşse ve eser de beklenmeyen bir olay sonucunda yok olmuşsa bu durumda iş sahibi dönme hakkını kullanamaz, sadece bedelde indirim talep edebilir.

Yüklenici iş sahibinin arsası üzerinde bir yapı inşa etmiş ise sözleşmeden dönme hâlinde yapının sökülüp kaldırılması yüklenici tarafından gerçekleştirilecektir. Yüklenici bu borcunu ifa etmese, iş sahibi masrafları yüklenici hesabına olmak üzere yapıyı kendisi sökebilir veya üçüncü bir kişiye bu işi yaptırabilir. Yapıya ilişkin malzemenin yüklenici veya iş sahibi tarafından sağlanmış olması bu açıdan farklılık göstermez.

Bedelde İndirim

Bu hakkı kullanan iş sahibi, sözleşmede kararlaştırılan bedelden ayıp oranında indirim yapılması şartıyla eseri ayıplı hâliyle kabul eder.

Ayıp, eseri kabulden kaçınmayı haklı gösterecek derecede olsa dahi, iş sahibi sözleşmeden dönme hakkını kullanmayarak, bedelde indirim talep edebilir. Ancak ayıplı eserin hiçbir objektif değeri olmadığı için indirim, sözleşmede kararlaştırılan bedele eşitse, bu durumda TBK’nin 227/IV hükmü kıyasen uygulanmalı ve iş sahibi sadece sözleşmeden dönme hakkını kullanabilmelidir.

Ayıp eserin değerini düşürmemiş ise bedelde indirim hakkı kullanılamayacaktır. Sipariş edilen altın bilekliğin kilidinin geçmeli olması istenmesine rağmen papağan kilit yapılmış olması, oyma ceviz sandığın kapağının yüz seksen derece açılacağı taahhüt edilmesine rağmen doksan derece açılıyor olması vb. örneklerde eser ayıplıdır ancak söz konusu ayıp eserin değerini düşürmemektedir. Dolayısıyla buna benzer hâllerde ayıp eserin değerini düşürmediğinden bedelde indirim talep edilemez

Bedelde indirim nispi hesap yöntemine göre yapılır. Buna göre, sözleşmede kararlaştırılan bedel ile eserin ayıplı halinin kıymetinin, ayıpsız halinin kıymetine oranı çarpılarak yeni bedel tespit edilir. Kararlaştırılan bedel ile yeni bedel arasındaki fark indirilir. Örneğin, kararlaştırılan bedel 20.000 TL, ayıplı değer 30.000 TL, ayıpsız olsaydı değer 40.000 TL olacak idiyse, yapılacak indirim 20.000 - (20.000 x 30.000/ 40.000) işleminin yapılması ile 5.000 TL olarak tespit edilir.

Ücretsiz Onarım

Söz konusu hak TBK m.475/1’de düzenlenmiştir. Onarım objektif olarak mümkün olmalı ve aşırı bir masraf gerektirmemelidir. Onarımın aşırı bir masraf gerektirip gerektirmediği tespit edilirken; tarafların menfaat dengeleri, onarım için yapılacak masraf ile ayıbın giderilmesindeki yarar vb. hususlar göz önünde tutulmalıdır.

Yüklenici onarım faaliyetlerine başlamaz ya da başladığı hâlde uygun bir süre içerisinde ayıbı gideremezse, bu durumda borçlu temerrüdüne ilişkin hükümler uygulanacaktır.

C) Tazminat Hakkı

İş sahibi kendisine tanınan seçimlik haklardan birini seçerek bununla birlikte, şartlar mevcutsa tazminat da talep edebilir. Tazminat talep edilebilmesi için yüklenici kusurlu bir fiil ile iş sahibine zarar vermiş olmalıdır. Akdî bir sorumluluk olduğu için iş sahibi, zararını ispat etmekle yetinecek; yüklenici aleyhine kanunda kusur karinesi mevcut olduğundan, yüklenici kusursuzluğunu ispat edemediği takdirde, zarardan sorumlu olacaktır. Tazminat istenebilmesi için, yüklenici veya eylem ve işlemlerinden sorumlu olduğu kişilerin davranışı ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının varlığı gerekmektedir.

Özelikle eserin ayıplı olmasına ilişkin zarar bu tazminat kapsamında değildir. Zira eserin ayıplı olması hâlinde iş sahibi, yukarıda sayılan seçimlik haklardan birini kullanmakta ve ayıp bu suretle giderilmektedir. Burada tazmin edilecek zarar sözleşmeden dönme, bedelde indirim veya ücretsiz onarım haklarından birinin kullanılmasıyla giderilemeyen ve bununla birlikte ayıbın sebebiyet verdiği zarardır.

Tazminatın kapsamına giren zarar doğrudan ayıptan doğan zarar olabileceği gibi yukarıda da bahsettiğimiz üzere, ayıbı takip eden zarar da olabilir. Isı yalıtımı yapılmasına ilişkin sözleşmede teknik kurallara uyulmaması sebebiyle eserin ayıplı olması durumunda, yalıtım yapılamadığı için fazladan harcanan enerji doğrudan ayıptan doğan zarara; ayıp sebebiyle binanın dış boyasının da hasar görmesi ise ayıbı takip eden zarara örnek olarak verilebilir.

Yararlı Olması Dileğimizle,

B/A Hukuk Bürosu

Paylaş