PTT TEKEL İHLALİNİN KAPSAMI VE GÖNDERİCİLERİN KARŞILABİLECEĞİ OLASI YAPTIRIMLAR
1. GİRİŞ
PTT Anonim Şirketi Regülasyon Biriminin, posta tekeli ihlali hakkında, bazı şirketlere göndermiş olduğu E-62279610-150.02.02-270820 sayılı yazısında özetle; Cumhurbaşkanı tarafından ağırlığı veya ücreti belirlenen yurt içi ve yurt dışı haberleşme gönderilerinin kabulü, toplanması, işlenmesi, sevki, dağıtımı ve tesliminin PTT’nin tekelinde olduğu, haberleşme gönderilerine ilişkin ağırlık ve ücret sınırının henüz Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmemesi nedeniyle 6475 sayılı Kanun'un geçici 8 inci maddesi uyarınca 5584 sayılı mülga Posta Kanunu'nda yer alan tekel kapsamına ilişkin düzenlemelerin uygulanmasına devam edildiği, açık ve kapalı mektuplar ile üzerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartların dağıtımına ilişkin iş ve işlemlerin tamamının PTT’nin tekelinde devam ettiği, posta tekeli kapsamına giren gönderilerin PTT aracılığıyla taşıtılmaması halinde uygulanacak yaptırımın, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu'nun 6/3. Maddesi uyarınca, ihlale konu gönderiler için gönderi ücretinin on katı tutarında meblağı evrensel posta hizmet yükümlüsüne tazminat olarak ödenmesi olduğu, buna ek olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Posta Sektöründe İdari Yaptırımlar Yönetmeliğinin 5/3. Maddesi uyarınca, posta tekelini ihlal ettiği Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından veya mahkeme kararıyla tespit edilen hizmet sağlayıcılara, bir önceki takvim yılındaki net satışlarının yüzde birine kadar idari para cezası uygulanacağı, haberleşme mahiyetinde yazı bulunduran açık ve kapalı mektupların, kartların, tüketicilere gönderilen fatura ve/veya ekstrelerin, evrak, dosya, ilmühaber vb. gönderilerinin PTT aracılığıyla alıcılarına ulaştırılmasının kanuni bir zorunluluk olduğu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yetkilendirilmiş olsa dahi, PTT dışındaki hizmet sağlayıcı firmalarca posta tekeli kapsamına giren gönderilerin kabulü, dağıtımı ve tesliminin tekel ihlali niteliği taşıdığı, kanunda tekel kapsamında yer aldığı açıkça düzenlenmiş gönderilerin kabul, dağıtım ve teslim hizmetlerinin posta tekeli gereği PTT tarafından gerçekleştirilmesi hususunda gereken hassasiyetin gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu yazımızda PTT’nin söz konusu yazısı çerçevesinde, PTT’nin tekelinde bulunan hizmetler ile tekel ihlali durumunda kimlerin ne tür cezai müeyyideler ile karşı karşıya kalabileceği konusu değerlendirilmeye çalışılacaktır.
2. POSTA TEKELİ VE İHLALİ
02.03.1950 tarihli 5584 sayılı Posta Kanunu, 23.05.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. 6475 sayılı Yasanın gerekçesinde belirtildiği üzere bu Kanun ile, ülke genelinde posta hizmetlerinin kaliteli, sürekli, tüm kullanıcılar için karşılanabilir bir ücretle ve etkin rekabete dayalı esaslar çerçevesinde sunulmasını sağlamak amacıyla posta sektörünün serbestleştirilmesi ile mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaflığı sağlanmış sektörde düzenleme ve denetimin gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Diğer taraftan, bir kamu iktisadi kuruluşu olan T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğünün sektörde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca faaliyet gösteren işletmeciler ile eşit koşullarda ve özel hukuk kaynaklı hukuki zeminde rekabet edebilmesini teminen anonim şirket olarak yeniden yapılandırılması öngörülmüştür.
Halen yürürlükte bulunan 6475 sayılı Yasanın 5.maddesinde, Posta gönderilerinin kabulü, toplanması, işlenmesi, sevki, dağıtımı ve teslimini kapsayan posta hizmetlerinin, bu Kanun hükümlerine göre faaliyet gösteren hizmet sağlayıcıları tarafından yerine getirileceği öngörülmüştür. Kanunun 3/l maddesinde ise, hizmet sağlayıcısı, PTT ve bu Kanun hükümlerine göre posta sektöründe faaliyet göstermek üzere yetkilendirilmiş 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 124/2.maddesinde sayılan sermaye şirketleri olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6.maddesinin 1.fıkrasında ise, “evrensel posta hizmet yükümlüsünün” yani PTT’nin tekelinde olan hizmetler,
olarak sayılmıştır.
Ayrıca 6475 sayılı Yasanın Geçici 8.maddesinde, aynı Yasanın 6/1-a bendine göre Cumhurbaşkanı tarafından yurt içi ve yurt dışı “haberleşme gönderileri” ile ilgili ağırlık ve ücret belirleninceye kadar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuatın ilgili hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı öngörülmüştür./p>
PTT yazısında belirtildiği üzere halihazırda Cumhurbaşkanı tarafından, haberleşme gönderilerine ilişkin ağırlık ve ücret sınırı belirlenmemiştir. Bu nedenle 6475 sayılı Yasanın geçici 8.madde hükmü uyarınca Mülga 5584 sayılı Yasanın tekel ihlaline ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
5584 sayılı Posta Kanunu’nun 2.maddesine göre, “açık ve kapalı mektuplar ile üzerlerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartların gönderilmesi” PTT’nin tekelindedir
Haberleşme gönderileri 6475 sayılı Yasanın 3/j bendinde; kitap, katalog, gazete ve süreli yayınlar hariç herhangi bir fiziksel araç üzerine yazılan veya elektronik ileti şeklinde hazırlanan, gönderici tarafından gönderi üzerinde belirtilen adrese sevk ve teslim edilmesi gereken telgraf da dâhil her türlü gönderi olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla 6475 sayılı Yasanın 6/1-a maddesinde yer alan haberleşme gönderilerine ilişkin PTT tekelinin uygulanabilmesi için haberleşme gönderilerinin Cumhurbaşkanı tarafından ağırlık veya ücretinin belirlenmesi gerektiğinden ve halihazırda Cumhurbaşkanı tarafından bu yönde bir belirleme yapılmadığından bu maddeye göre değil, 5584 sayılı Yasanın 2.maddesine göre PTT tekelinin belirlenmesi gerekmektedir.
Bu hükümlere göre, şahıs ve şirketlerin gönderileri de dahil olmak üzere, tüm mektup ve üzerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartların kabulü, dağıtımı ve tesliminde PTT tekel konumundadır. Açık ve kapalı mektupların tanımı 5584 sayılı Yasa ve 6475 sayılı Yasada bulunmamakla birlikte, 5584 sayılı Yasanın 1/a maddesinde PTT’nin görevleri olarak sayılan, “açık ve kapalı mektuplar, kartlar, gazetelerle belli zamanlarda çıkan dergiler, kitaplar, her türlü basılmış kağıtlar, küçük paketler, değer konulmuş mektuplar ve kutular, değer konulmuş veya değer konulmamış posta kolileri ve tebliğ kağıtları kabul etmek, taşımak ve dağıtmak” hükmünden hareket ettiğimizde, üzerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunmayan kartlar, gazete ve dergiler, kitaplar, her türlü basılmış kağıtlar, küçük paketler, değer konulmuş mektup ve kutular, değer konulmuş veya değer konulmamış posta kolileri ve tebliğ kağıtları, PTT tekeli kapsamına girmeyecektir. Bu bakımdan, şirketler tarafından gönderilen rapor, süreli yayın vb. her türlü basılmış kağıtlardan oluşan belgelerin PTT tekeli kapsamına girmediği söylenmelidir.
Yazıdaki görüşe katılmamakla birlikte, 6475 sayılı Yasada tanımlanan haberleşme gönderilerinin PTT tekelinde olduğunun kabul edilmesi halinde ise, Yasanın 3/j bendindeki tanıma göre, kitap, katalog, gazete ve süreli yayınlar hariç her türlü gönderinin PTT ile gönderilmesinin zorunlu olduğu sonucuna ulaşılacaktır.
Sonuç olarak kanaatimiz, 5584 sayılı Yasanın 2.maddesinde sayılan PTT tekeli kapsamında sayılan, açık ve kapalı mektuplar ve üzerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartlar dışındaki gönderilerin, örneğin; şirketler tarafından gönderilen sözleşme, sipariş formu vb. basılmış kağıtlardan oluşan belgelerin PTT tekeli kapsamına girmemesi nedeniyle BTK’dan izin almış yetkili hizmet sağlayıcılar ile de gönderilebilmesi mümkün olup, PTT ile gönderilmesi zorunlu değildir.
2. PTT TEKELİNE GİREN GÖNDERİLERİN PTT KANALIYLA GÖNDERİLMEMESİ HALİNDE KARŞILAŞILABİLECEK İDARİ YAPTIRIMLAR
PTT yazısında, ilgililere iki farklı mevzuat hükmüne göre idari para cezası kesilebileceği belirtilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, PTT tekelini ihlal eden göndericilere, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Posta Sektöründe İdari Yaptırımlar Yönetmeliğinin 5/3. Maddesi uyarınca idari para cezası kesilebilmesi mümkün değildir. Zira anılan yönetmelik hükmüne göre posta tekelini ihlal eden hizmet sağlayıcılara ceza kesilebilecek olup, gönderici konumundakilere bu maddeye göre ceza kesilemeyecektir
6475 sayılı Yasanın 6/3.maddesinde, posta tekelini ihlal edenlerin, bu ihlal kapsamındaki gönderileri için evrensel posta hizmet yükümlüsünce belirlenen posta ücretinin on katı tutarında meblağı evrensel posta hizmet yükümlüsüne tazminat olarak ödemekle yükümlü oldukları hüküm altına alınmıştır. Maddeye göre, posta tekelini ihlal edenlere ceza kesilebileceği açık olmakla birlikte, bu tekeli kimlerin ihlal edebileceği sayılmamıştır. Maddenin 1.fıkrasında ise Posta Tekelinin; Cumhurbaşkanı tarafından ağırlığı veya ücreti belirlenen yurt içi ve yurt dışı haberleşme gönderilerinin kabulü, toplanması, işlenmesi, sevki, dağıtımı ve teslimi, 7201 sayılı Kanun ve diğer kanunlar kapsamındaki elektronik ortam dâhil her türlü tebligatın kabulü, toplanması, işlenmesi, sevki, dağıtımı ve teslimi, Barışta Türk Silahlı Kuvvetlerinin posta hizmetleri, Postada alınacak ücretleri gösteren posta pulları, kişisel pul, anma pulları, posta kartları ve ilk gün zarflarının bastırılıp satışa çıkarılması hizmetlerinden oluştuğu hüküm altına alınmıştır.
6475 sayılı Yasanın 1 ve 3.fıkraları birlikte değerlendirildiğinde, örneğin; PTT tekelinde olan üzerinde haberleşme yazısı bulunan bir kartı kabul ederek, dağıtım, sevk ve teslimini yapanların PTT tekelini ihlal edebileceğinin, bu kartı kabul eden, sevk ve teslimini yapmayan, kartın göndericisi konumundakilerin ise PTT tekelini ihlal edemeyeceğinin kabulü gerekir. Ancak PTT yazısında, bize göre hatalı bir şekilde, bu madde kapsamında göndericilerin de posta tekelini ihlali nedeniyle idari para cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri belirtilmiştir.
Kanaatimizce PTT’nin bu sonuca varmasının nedeni, 5584 sayılı Yasada, PTT tekelini ihlal etmesi halinde idari para cezası kesilebilecekler arasında “bilerek gönderenlerin” de sayılmasıdır. Anılan Yasanın 59/I-A maddesinde, posta tekeli altında bulunan maddeleri kaçak olarak götürenlerle bilerek bunlarla gönderenlere idari para cezası kesilebilmektedir. Ancak bu hükümden hareketle, göndericilerin de ceza kapsamına alınabilmesi mümkün değildir. Zira 6475 sayılı Yasanın geçici 8.madde hükmüne istinaden, 5584 sayılı Yasanın sadece tekelin tanımına ilişkin olan 2.maddesi hükümlerinin uygulanmasına devam edilebilecektir. Bunun sebebi PTT tekeli ile ilgili olan hükmün 5584 sayılı Yasanın 2.maddesi olmasıdır. 5584 sayılı Yasanın 59.maddedesi ise, PTT tekelini bozma nedeniyle kesilecek idari para cezalarına ilişkin olup, bu hükmün 6475 sayılı Yasa ile mülga olması karşısında uygulanabilirliği bulunmamaktadır.
Öte yandan, idari para cezası kesilebilmesi için tekel ihlalinin tespiti zorunludur. Haberleşmenin gizliliği Anayasa’nın 22.maddesi ile teminat altına alınmış olup, PTT’nin farklı hizmet sağlayıcılar tarafından teslimi yapılan gönderilerin içini açıp mahiyetini kontrol edebilmesine izin veren herhangi bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Haberleşme içerikli gönderilere ancak hakim kararı ile veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcılık tarafından alınan karara istinaden el konulabilir ve gönderi içeriği kontrol edilebilir. Dolayısıyla gönderiyi teslim alanlar tarafından açılıp, içeriği hakkında PTT tekeline tabi olduğu yönünde PTT’ye bir şikayette bulunulmaması halinde PTT tarafından tekel ihlalinin tespitinin fiiliyatta çok zor olacağı aşikardır. Şu kadar ki, gönderilerin mahiyetine ilişkin olarak zarf, kap veya kolilerin üzerine yazılan açıklamalardan hareketle bir tespit yapılabileceği de öngörülmelidir
Her bir gönderi bakımından, bize göre her halükarda göndericilere idari para cezası kesilebilmesi mümkün olmamakla birlikte, idarenin aksi yönde hareket etmesi durumunda, idarece kesilebilecek ceza miktarı, tespit edilen gönderinin tutarının on katı ile sınırlıdır. Ayrıca göndericilere, PTT yazısında belirtilen Yönetmelik hükmüne göre net satışların %1’i kadar ceza kesilebilmesi mümkün değildir. Yeni Kanuna (6475 SK) göre tanımlanmış, herhangi bir idari para cezası ile karşı karşıya kalma riskini hiç almamak ve yargıda hak arama çabasına girmemek için, hem haberleşme gönderilerinin, hem de açık ve kapalı mektupların PTT kanalıyla gönderilmesi ihtiyatlı bir yaklaşım olacaktır. Diğer yandan, alternatif gönderi seçeneklerinin fiyat olarak uygun olması halinde idari para cezası riski de üstlenilerek BTK’dan izin almış yetkili hizmet sağlayıcıların kullanımı yönünde ticari bir karar alınabileceği de açıktır.
Yararlı Olması Dileğimizle,
B/A Hukuk Bürosu